Altın, Latince “Aurum” kelimesinden gelmektedir. Eski kayıtlar incelendiğinde altının kullanımı milattan önce 3200 yılları, Mısır Hükümdarlığına dek uzanır. Altın, para olarak pek çok medeniyet tarafından kullanılır iken süs eşyası olarak da değerlendirildiği görülür.
Geceleri maske olarak kullanan Cleopatra’nın ölene dek güzelliğinin ve gençliğinin kaynağı olan Altın, eski Çin kayıtlarında da gençliğin anahtarı olarak geçmektedir.
Altın Maske, hücrelerin kendini yenilemesini hızlandırarak cilde genç, ışıltılı bir görüntü verirken antienflamatuar özelliği ile de yaşlılık belirtilerini ortadan kaldırır, serbest radikalleri yok eder.
Akne tedavisi ve akne izlerinin hafifletilmesi, ince ve orta derinlikteki kırışıklıkların tedavisi veya hafifletilmesi, leke tedavisinde (yaşlanma, hamilelik sonrası, güneş hasarı gibi), cilt yapısının düzeltilmesi, gözenekli cilt yapısının daha düzgün hale getirilmesi yani cilt yüzeyinde yer alan hücrelerin uzaklaştırılarak genç hücrelerin yüzeye yakınlaşması hedefi ile yapılan bir uygulamadır. Kimyasal Peeling, meyve asidi ve en küçük moleküllü asit olması nedeni ile glikolik asit gibi asit türevlerinin kişiye özel planlanarak cildin muhtelif derinliklerde soyulması esasına dayanır.
Cilde doğal oksijen verilerek yapılan oksijen terapi yurtdışında yıllardır uygulanmaktadır. Cildimizdeki hücrelerin görevlerini yerine getirebilmeleri için enerjiye ihtiyaçları vardır, genç ciltlerde bu tarz problemler yoktur. Çünkü epidermisleri yeteri kadar oksijen ve besini rahatlıkla alabilmektedirler. Yaş ilerledikçe serbest radikaller, hatalı beslenme, yanlış kullanılan kozmetikler, sigara tüketimi ve özellikle güneşin zararlı etkileri cilt hücrelerimize zarar vermektedir, böylece cildimiz yıpranmaya, incelmeye, lekelenmeye, kırışmaya ve sarkmaya başlamaktadır. Kısacası oksijen olmazsa hayat olmaz, metabolizma çalışmaz, cilt ve vücut hücrelerine enerji gitmez, hücreler yenilenmez ve böylece yaşlanma süreci başlamış olur.
İşlemden önce yapılan peeling işlemi ile epidermisin en üst tabakası atılır ve cilde verilen yüksek basınçlı oksijen ile bağışıklık sistemi güçlendirilir. Cilt ve vücut bakımında da uygulanan oksijen basıncı 0,6 bar ile 1 bar arası değişmektedir. Yoğunlaştırılmış bu oksijenin basıncı uygulamaların sonuçlarını ve oksijen aktivitörlü ürünün etkilerini arttırmaktadır.Bu bakımlarda kullanılan özel kozmetik ürünün içerisinde A, C, E vitaminleri, aleovera bitki özü ve oksijen aktivitörlü sıvı bulunmaktadır. Özel ürün ve oksijen cilde ilk püskürtüldüğü anda bile,1 bar basıncında etkisi ile cildin alt katmanlarına ulaşabilme özelliğindedir. Dolayısı ile ürünün herhangi bir baskı yöntemi ile yedirilmesine gerek yoktur.Etkisi hemen görülür ve uzun süre kalıcıdır. Oksijen terapi uygulanmaya başlandığı ilk andan itibaren, oksijen aktivitörlü ürün ve oksijen cildin alt katmanlarına kadar ulaşarak kan dolaşımını hızlandırır, toksinlerin atılmasını sağlar, cildin hücre metabolizmasını çalıştırarak hücre yaşlanmasını geciktirir. Oksijen terapi cilde belirli bir basınçla uygulandığı için masaj etkisi yapar ve böylelikle kolajen ve elastin sentezini uyarır.
Akne, leke gibi cilt problemlerinde, yara iyileşmesinde destekleyici tedavi sağlar.
Oksijen terapisi sadece kırışıklık tedavisinde değil kadınların büyük derdi selülitlerin yok edilmesinde de etkili bir yöntemdir.
Hem erkekler hem de kadınlarda, zaman zaman cilt problemleri ortaya çıkabilmektedir. Bunların kimisi dış etkenlerden kaynaklı olarak gelişiyor ve kısa sürede de çözüme kavuşturuluyor olsa da kimisi kalıcı bir şekilde ciltte hasar bırakabilmektedir. Bu durum , hem yaştan hem de belirttiğimiz gibi dış etkenlerden oluşabilmektedir.
Ciltte yaştan kaynaklanan bozukluklar, leke veya da akne konusunda problem yaşayan kişiler için ise geliştirilen birçok etkili tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan birisi olan ve son birkaç yıl içerisinde de binlerce kişinin tercih etmiş olduğu hydrafacial yöntemi, ileri teknoloji ile birlikte uygulanmaktadır. Şu an dünyanın en büyük cilt bakım sistemi üreticisi olarak bilinen Edge firması tarafından üretilmiş olması, tedavi yöntemine olan güvenin, biraz daha artmasına neden olmuştur.
Dünya genelinde uygulanan tedavi yöntemlerine bakıldığı zaman, hydrafacial yöntemini bir adım öne çıkaran bir diğer durum da FDA onaylı tek cilt bakım cihazının bu tedavide kullanılıyor olmasıdır.
Hydrafacial yöntemi, ciltte meydana gelen lekeler ya da akneler için uygulanabildiği gibi, yaşa bağlı olarak ciltte meydana gelen deformeleri de gidermede çok sık kullanılmaktadır. Tedavi ile birlikte kişiler daha aydınlık, genç ve de güzel bir cilde sahip olabilirler. Yapılan tedavide kullanılan cihazlar ile birlikte aynı zamanda Hydradermabrazyon teknolojisi de kullanılmaktadır. Bu alanda araştırma yapan kişiler, bu teknolojiyi özellikle cilt temizleme, yenileme, soyma, nemlendirme, antioksidan koruma tedavisi ve de özellikle akne tedavisinde çok sık duymuştur.
Tek bir teknoloji uygulaması ile birlikte cildi baştan sona yenileyen bu tedavide, elde edilen sonuçlar da oldukça dikkat çekicidir. Düzenli bir şekilde araştırma yapan ve sonrasında da tedaviyi uygulamaya karar veren kişilerin daha ilk seanstan sonra tedaviden memnun kaldığı ve birçok kişiye de tavsiye ettiğinden söz edebiliriz.